Cum sociis Theme natoque penatibus et magnis dis parturie montes, nascetur ridiculus mus. Curabitur ullamcorper id ultricies nisi.

1-677-124-44227 184 Main Collins Street, West Victoria 8007 Mon - Sat 8.00 - 18.00, Sunday CLOSED
Follow Us

Ayurveda Nedir? – Ferhan Yüksel

 

 Ferhan hocaya “Ayurveda nedir?”diye sorduk o da bizlere

 

“Ayurveda ,kelime anlamı olarak açıklanamaz. Yaşam Bilgisi anlamının çok ötesinde içe işleyen derin bir kavramdır. Kutsallık barındırır. Bunun içindir ki ayurveda sizi seçer. Kariyer kaygıları ile yaklaşmayın ayurvedaya, cılız sonuç alınıyor. Hiç olmadık bir yerde, hiç olmadık biri ayurveda hakkında bir şey söyler derinden sarsılırsınız.

 

Sizler için, ilginizi çekecek, sizleri derinden sarsacak bir şeyler söylemeyi çok isterim.

Okumak isterseniz  Yaradılışın farklı bakış açısı ile başlayalım.” dedi. Başladı anlatmaya taa en başından ✨

 

SANKHYA FELSEFESİ

 

Hakikatin bilgisini, yaradılışın basamaklarını incelemeden kavramak mümkün değildir.

 

Ezelde başladı..

Hiçliğin ortasında,

gücü kendinden,

sınırsız, sonsuz,

bölünmeyen,

eşi benzeri olmayan.

Yaradan, yaratımı tamamlayıp içe çekildi.

O, karanlığın kendisiydi,

bilinmez, anlaşılmaz, gizli ve derin…

Uykudaydı.

Boşlukta yaradılıp, Akaşa’nın içine hapsedilmiş derin uykuda olan karanlık sel gibi dışarı aktı.

Boşlukta olağanüstü bir şey meydana geldi.

Saf ruh uyandı…

 

Rig Veda böyle anlatıyor yaradılışı. Rişi Kapila, akaşanın içine hapsedilmiş derin uykudaki karanlığa PURUŞA diyor. Boşluktan sel gibi dışarı akan saf ruha PRAKRİTİ diyor. Ve varoluşun basamaklarını sıralıyor. Sankhya Felsefesi bu sayısal sıralamayı anlatır.

 

Bir dip not:

Yaradan puruşada iken ismi BRAHMA’dır. Mekanı Akaşa’dır. Sel gibi dışarı akan saf ruh uyanıp maya’yı yaratmıştır. Bu bilinç hali prakriti’dir. Saf Ruh BRAHMAN olarak bilinir. Mekanı Anahata’dır. 3 dosha, 17 srota, 108 marma olarak tekamül etmek için Rahme indiğinde adı ATMAN’dır. Yeri svadhisthana’dır.

 

“Gunaların Oyunu” 

Ayurveda 3 ana gunayı ilahi kimliklerle tanımlar.

 

Sattva Guna: Akaşanın saf ve koyu boşluğunda vayunun dip dalgasının şuursal niteliğidir. Brahma’nın Brahman olduğu zihin ötesi mekandır.

 

Rajas Guna: Agninin (algılanmış, sindirilmiş ateş) su ve ateş ile dansıdır. Kah ısı olur, kah ışık olur, kah kor ateş olur. Sonuçta  tüm evreni halden hale dönüştüren Şiva’dır. Yüksek ateş olup suyu buharlaştırır, kurutur, kavurur, yok eder. Deli sular, seller olup ateşi söndürür evreni  örter. Bir tek kendi değişmez, o değiştirendir.

 

Tamas Guna: Toprağın bereketidir. Su varsa besleyip büyüten şefkatidir, koruyuculuğu, ürünlerinin güzelliğidir. Vişnu’dur. Su yoksa, kurur sertleşir, gittikçe büyüyen durdukça bağımlılık, atalet, cahillik, tembellik geliştiren bir yapıya dönüşür, su fazlalaşırsa çamurlaşır, verimli ama kaygan olur.  

 

Karma ortam  hazırlar, gunalar oyun kurar.

Ve…

Yaşam  bireysellik kazanır.

Brahman, Atman olur.

Organik ve inorganik oluşumlar sahne arkasında oyuna çıkmayı bekler.

 

Ve… Perde

Bireysel yaşam başlar.

Bedensel, yapısal, bilinen, görünen organik  yapılarda zihin durmaksızın akarak kilidi açar ve açık tutar.

Alt bilinç olarak, kalp çalışır, ciğerler soluk alıp verir, bağırsak hareketleri devam eder v.s

Üst bilinç olarak da düşünebildiğini düşünen şuur uyanır.

Melekeler (jnanadriya- bilme halleri) kavramları idrak eder.

Yani; Kulak duyar, cilt dokunuşu bilir, göz görür, dil tadı alır, burun koklar.

Şrotalar (Bedenin fiziksel kanalları) Nadiler (Bedenin Enerji kanalları) Marmalar (Bedenin panca koshayı bir arada tutan hassas, özelleşmiş noktaları) ve çakralar (tüm şebekenin trafoları ve ana şalterleri) olarak inanılmaz olan bu şebeke 5 bilme halini eyleme dönüştürür. 

Bu 5 eyleme karmendriya denir. Karma yasalarının güdümünde melekelerin yetenekler olarak tezahür ettirilmesidir.

Yani; Konuşabilmek, kavrayabilmek, ilerleyebilmek, üreyebilmek, yok edebilmek. Her biri bedensel yeteneklerdir ve her birinin eylemlerini yapma başarıları karma prensipleri tarafından sınırlandırılmıştır.

Sezgisel , enerjisel inorganik yapılarda ise enerjinin ana maddesi, özü (tan matras) zaman ve

yönler tarafından yaşamda kontrol edilerek kadersel olarak yönlendirilir.

Yani; ses, temas, form, tat, koku, kadersel olarak organizmayı, yaşamda oyun alanında tutar.

Her ne olacaksa, olması gerektiği zamanda, olması gerektiği gibi…

 

Kaos oluşmuştur!

Düzensizliğin düzeni Dosha’lar sahne alır.

 

Doshaların hammaddesi maha bhutastır, yani 5 büyük element.

 

Boşluk- Akaşa

Ayurvedanın tanımlayamadığı algı ötesi bir oluşumdur. Gösterilemez ama varlığı bilinir. Bir formu olan ya da olmayan her şey akaşanın içinde mevcuttur. Tanımlanamaz birlik bilincindeki Atman’ın, varoluşun her seviyesinde tezahürüne zemin oluşturur.

 

Hava- Vayu

Boşlukta özelleşmiş ritimsel esintilerdir. Derin zekaya sahiptir vayu, saftır, kaynaktan çıkan soğuk su gibi temizdir, hafiftir, hızlıdır. Evrenin sanatsal yorumları ile sertleşir, pütürlü yapılar oluşturur. Bazen sert, katı oluşumları hızlıca hafifleterek saflaştırır.

Yaşam Gücü-Prana’nın özelleşip hareket ettiren unsurudur. Nefestir, nefesin kozmik ritmidir.

İlham alır-Prana, ifade ederek boşaltır- Udana, özümser-Samana, elimine ederek boşaltır-Apana, Atman’a bağlı olarak yaşam gücünü organizmayı canlı tutmak için hareket ettirir (kan dolaşımı gibi)-Vyana

 

Ateş-Tejas

İster Tejas-ışık deyin ister Agni-ateş, halden hale geçiren, dönüştürüp değiştiren, yakıp yıkıp yok eden, hiç yoktan var eden yani hiç yok noktasında ışık olup aydınlatan keskin zekadır.

 

Su-Apas

Karmaları zapt eden, baraj altında depolayan bir şuur alanıdır. Barajın kapağı açıldığında karmayı temizleyen coşkun, önlenemez, zapt edilemez, arınma gücüdür.

Bulunduğu ortamın şeklini alarak hakettiği kader ve kısmet miktarınca öngörülemeyeni derin düzeyde saklar. Vakit tamam olup, yön çizildiğinde karma tohumları sulanarak çatlatılır, apas bilinci arınmayı başlatır, arınan şifa bulur, form alan sınavı egosal düzeyde yeniden yaşama geçirir.

 

Toprak- Prithvi

Çatlayan karma tohumunun form almasını sağlayan, besleyip büyütüp merhamet ve sevgisi ile sarıp sarmalayan yaşamsal hammaddedir. Seramik hamurudur. Çok sert bir kütle olabildiği gibi (ateş tarafından pişirildiyse) çok cıvık kaygan bir zemin de olabilir.

Prithvinin tavı kaderseldir. Ataletin, karanlığın içinde gömülüdür.

Sonra,

Akaşa, vayu, tejas, apas, pruthivi, birbirinden etkilene etkilene varoluşta yol almaya başlarlar. 

Eylem varsa karma vardır. İlahi düzen kurulmuştur. Akaşa & vayu birlikteliğine VATA denir.

Boşluktaki ritimler yaşam gücünü tezahür ettirir. Çok sanatsal, çok hızlı, çok çeşitli. Tabi ki karma prensiplerinden bağımsız değildir ve doğal güdülerin ritmik döngülerine müdahale etmek biçimsiz sonuçlar doğurur. Rahatlığın bozulmasına (vyakty) ortam hazırlar. Hastalanırız. Yeni ritimler elde ederek orijinal element kombinasyonumuzdan uzaklaşırız. Potansiyel hastalıkların %80 i bu sapmalardan tetiklenir.

 

Tejas & Apas birlikteliği tam olarak ateş ve suyun dansıdır. İkisi de kutsal, ikisi de arındırıcı, saflaştırıcı, ikisi de sindirim sonrası algıyı hücre çekirdeğine kadar yerleştiren derin unsurlardır. Herşeyi özümseyen sindirim sıvıları ateşi barındırır. Kombinasyonları tamamen karmiktir, oranlarına müdahale yeni karmalar yaratır. Bu durumda, fabrika ayarları bozulursa pancakarma gerekir. Bozulmaz ise karma tohumları kişisel dharma doğrultusunda apas tarafından sulanarak filizlenir. Kaderimizi yaşarız.

 

Apas & Pruthivi birlikteliği toprağın tavıdır. Bedenin, zihnin, dharmanın, karmanın demidir, görünen ve bilinendir. Yapılandıran derin merhamettir. Aşk ile besleyip büyütür, merhametli sevgisi ile neyi görünür yapacağına neyi karanlıklarında saklayacağına karar veren derin bilinç ortamıdır. Bu 5 elementin doğuştan getirdiğimiz uyumu bizim naturamızdır, Prakritimizdir. Fazla müdahaleyi kaldıramayacak hassas bir dengeye sahiptir, oranlar hızla bozulabilir. Bu bozulma haline Vikriti denir. Prakriti ayurvedik fizyolojimizdir.

 

Elementler 3 doshayı bu 3 dosha da prakritiyi gösterir.

3 Dosha: vata, pitta, kapha

Prakriti:

vata-pitta, vata- kapha

pitta-vata, pitta-kapha

kapha vata, kapha pitta

ve baskın özelliklerin dışında dengeli ve eşit dağılım olarak samdosha.

Öncelikli kullanılan dosha, buna yakın elementler, dokusal bozulmalar, sıkışan enerjiler, yerinden taşmış elementler nabızdan, beden atıklarından (mala), fiziksel, zihinsel özellikleri inceleyerek ayurvedik bakış açısı ile bulunabilir.

 

Ayurvedik anatomi deyince aklınıza Panca kosha gelsin (5 beden). Görünenin derin yüzüdür panca kosha.

5 dip bilinç halinin farkındalık alanımızdaki ifadesi şöyledir;

1- Anna Maya Kosha

2- Prana Maya Kosha

3- Mano Maya Kosha

4- Vjnana Maya Kosha

5- Ananda Maya Kosha

 

‘’Ben’’ dediğimizde ilk algımız bedenimizdir. Besinlerden meydana gelen, 5 duyumuz ile de algıladığımız, doğduğumuzda burada bulup ölüp giderken burada bıraktığımız yaşayan her şeyimiz ANNA MAYA KOSHAdır. Bedendir, dokulardır. 7 tanedir.

 

1-RASA: Besleyen sıvıdır. Plazmadır. Yutkunduğumuzda sisteme takılan herşey ama herşey 5 saat içinde plazmaya geçecektir, 5 gün içinde plazmanın derin algısı tarafından

tanınacak ve olgunlaşmış en naif hali ile bir sonraki dokuya süzülecek onun tarafından da en rafine en yüksek algıya dönüştürülerek bir sonraki dokuya aktarılacaktır. Böyle böyle 7 doku bir öğünde aldığımız yiyeceği 35 gün sonra tamamen algıya dönüştürecek ve bağışıklığı oluşturan zincire bir halka olacaktır. Ne olmak istiyorsak ne yediğimiz neyi yuttuğumuz belirleyici seçimimiz olduğunun sorumluluğunu taşımalıyız.

 

2- RAKTA: Kan dokusudur. Ruh bedenin neresinde diye düşünüyorsanız ayurveda raktanın derin bilincinde tekamül ettiğini söyler. Kişiliği, karakteri, fıtratı taşır.

 

3- MAMSA: Kas dokusudur. Sinir kas kavşaklarında bulunan, ölümcül(büyük değiştirici) anlamına gelen marma noktaları tüm panca koshayı bir arada tutan iletişim şebekesidir. Kas dokusunun aktardığı en derin bilinç marma noktaları ile örülmüş karmik alandır.

 

4- MEDA: Yağ dokusudur. Şizofrenik bağımlılıklardan, merhamet, sevgi dayanıklılık, sabır, sebat duygularını da içine alan çok geniş bir yelpazenin gömülü olduğu algı alanıdır.

 

5-ASTHİ: Kemik dokusudur. İnsanlığın, ataların, soyun hatta evrenin genetik bilgisi kemik dokusunun derin düzeyinde karmaları saklar (Belki de Ölüleri yakmak, kemik dokusundan karmaları tamamen arındırmak ile ilgilidir)

 

6-MAJJA: Kemik iliği dokusu, sinir sistemi. Çakra sistemi sinir dokusuna gömülüdür. Kundalini bilincidir. Jyotish (içsel ışık) gezegen, evren bilgisini etki tepki tezahürlerini majja dhatu ile algılar.

 

7-SUKHA(Erkek üreme Dokusu) / ARTHAVA (Dişi üreme dokusu)

Tüm dokuların en kaliteli ürünlerinin süzülerek biriktiği bağışıklık alanıdır. Ancak karmaların da, uyanma ve filizlenme potansiyelini barındıran en yüce bilinç katıdır. Türlerin, ırkların soyların kutsal genetik bilgisini korur ve aktarır.

 

PRANAMAYA KOSHA

Biyoplazmik beden yapısıdır, canlı ve diri tutan beden kılıfıdır. Solunum, dolaşım, sinir sistemi, endokrin ve üreme sistemlerini etkin iradenin dışında özelleşmiş ritimlerde çalıştıran canlılık halidir. Bunu pranayı alarak değişik vayular ile (kendi ritmine ve yönüne sahip rüzgarlar) bedende dolaştırır.

İyon ve elektron kutuplaşmasından ötürü sürekli hareket halindedir. Bedeni sarıp sarmalayan milyonlarca kısa, uzun, dar, geniş enerji ağı içinde yönlere göre değişen ısı, ışık, renk cümbüşüne sahiptir.

Bioenerji, şifa gibi dışsal etkiler bu alanda faaliyet göstererek, sıkışan, yoğunlaşan ya da azalan yaşam gücüne müdahale ederler.

Sempati, empati, antipati, aşk, nefret bu bedenin tezahürleridir.

Sürekli hareket halindedir ve duygu durumlarına göre hızı değişir. Pranayama yaptığımız zaman bu hareket kontrol edilerek , fiziksel, zihinsel, ruhsal enerji dengelenebilir.

 

MANOMAYA KOSHA

Akıldır. Düşünce ile beslenir. Yani olumlu bir düşünce zincirinde ışıldayıp parıldarız. Olumsuz düşünce akışında sönükleşir solarız.

Auranın ışığı manomayadır. Ruh halleri de zihni dolayısı ile mantığı ve aklı etkiler.

Manomaya Kosha zihinsel alanda çok büyük bir hıza sahiptir. Zamanda ileri ve geri gidebilir.

Cennet, cehennem algısı da zihinseldir. Nefesin olmadığı ölüm halinin dağılma aşamasında vicdani duyguların çözüldüğü anlarda, olumlu ya da olumsuz düşünce vicdani yükleri ile birlikte cennet ya da cehennem boyutu yaratarak hala devam eden ahamkaraya (ego) arınma fırsatı sunar. Bu aşamada iyi diye algıladıklarımız da kötü, günah diye algılarımız da gittikçe önemini yitirmeye başlar, yük yüktür, sevap yada günah.

Manomaya (aklın ilizyonu) ikisinden de özgürleştirir.

 

Devam edecek…

 

Ferhan Yüksel 

Ocak -Mart 2021

Fotograf: Faik Akmd