YARATICI BOŞLUK
“Bunları, toprağın tohumu kabul etmesi gibi dinleyip sonra zihnin boş ve özgür olup olamayacağını görmek istemez misiniz? Zihnin yansıtmalarını, etkinliklerini tümüyle ve arada sırada değil, her gün, an be an anlarsanız zihin boşalır. İşte o zaman yanıtı bulacaksınız; işte o zaman değişimin siz istemeden geldiğini, yaratıcı boşluğun geliştirilmesi gereken bir şey olmadığını, onun orada var olduğunu, karanlıkta davetsiz geldiğini göreceksiniz. Ve ancak bu durumda yenilenme, yenilik, devrim olasılığı vardır.”
Krishnamurti buna “yaratıcı boşluk” demiş, Kundalini Yoga’da “Shuniya” deriz; zihnin o mükemmel dinginlik haline, dalgalanmaların, iniş çıkışların olmadığı sıfır noktasına, bir başka öğretide de bir başka sözcük gelir yerleşir. Hepsi zaten içimizde olan derin sessizliğe dokunur, onu bilip onu dile getirir.
Shuniya, tam şu anda, buradaki bilinçli varlığımızı tanımlıyor. Etiketlerden arınmış, nötr hali.
Söz, kaynağını okyanusun derinliğinden, sükûnetinden aldığında ne olur?
Bunu görmek için o derinliğe inmek, bunun için de önce suya yaklaşmak, yüzeydeki kıpırtıyı ya da devasa dalgaları izlemek gerek. Sadece matına, minderine oturduğunda değil, her an uyanık kalmak demek.
“Ama benim zihnim çok kalabalık,” diyeceksin. Zihninden saniyede yüzlerce, binlerce düş, düşünce geçiyor. İzlemeyi öğrendikçe ve iraden güçlendikçe hangisini “düşüncen” olarak düşüneceğini, hangisinin akıp gideceğini sen seçeceksin.
Ve belki bir gün fark edersin. Sendeki sessizlikle bendeki aynı. Öz aynı. Biz orada buluşuruz. Humee hum. Tumee tum. Kendimizi gördüğümüzde ötekini de görürüz. Kendimizi bilirken evreni de biliriz.
Farkında olarak ya da olmadan, her birimiz sessizliği arıyoruz. Zihnin bitmeyen hesaplarında, gürültülü kalabalıklarda, kabuğumuza çekildiğimiz küçük anlarda. Aradığımız şeyin halihazırda, varlığımızda mevcut olduğunu söylemiş Krishnamurti. Yoga pratiğinde, belki küçük bir an için yerleştiğin o sakin alan, yaşamının her anında sana rehberlik için hazır bekliyor desem, ne hissederdin?
Öz öyle bir öğretmen ki sabrı da, şefkati de sonsuz. Kırılmaz küsmez, alçalıp yükselmez, unutsan da senden vazgeçmez. Bırak her sözün özle bir olsun.
Sat Nam. Kalbindeki sessizlik, yoluna rehber olsun.
Deniz Yalım Kadıoğlu
Mayıs 2021
Fotograf: Ben Mack